Temmuz 16, 2010

Aklını Buzla Ovdum.

Bugün gelmiş. Hemen aradı. Ayağının buzuyla soluğu kapıda aldı.

Boyu uzamış gibi geldi bana. İnsan 30'unda boy atar mı? Gerçi erkekler için ergenlik açılıp kapanamayan bir parantez olduğundan... Parantez içinde hormon üretimi ha babam sürüyorsa kemik gelişimi de sürebilir pek tabii? Belki sürmeyedebilir. Çünkü erkek bünyesinin ergenlikte demirlemesinin nedeni belki de sadece ve sadece hormon üretmesidir. Bütün protein hormona giderse kemik nasıl gelişsin?
"Çok mu protein yedin, boy atmışın" dedim.
Saçmalama der gibi baktı, ama bu kadar nazik konuşmadı. Aslında hiç konuşmadı. Gözbebeklerini gözkapaklarının altına, beni de beri yana itip pöfleyerek  içeri geçti. Yalnız bir dakika, gözbebeklerini göremediğime göre "saçmalama"yı gözleriyle de demedi. Nasıl dedi o zaman yaw? Hayır, çok net hatırlıyorum, olayın giriş kısmında beni hedef alan sinirli bir ikaz yer alıyordu. Şimdi arıyorum arıyorum bulamıyorum.
Neyse...
Sakallarında hala buz sarkıtları vardı. Suratından düşen bin parça oluyor sonra eriyip döşemeyi ıslatıyordu. O zamanlar kamuoyunda, parkelerin ıslanınca kabaracağı yönünde kuvvetli bir inanış vardı. Benimse o durumda buna hiç inanasım yoktu. Bence benim parkelerim kabarmazdı. Zaten adam kaç yıllık en dibdibeli arkadaşımdı, onun sakalının sarkıtından ne olacaktı.
Dahası, yerler zaten yer yer söküklü marley kaplıydı.
Ben neyin var demeden, o konuşmaya başladı. Yahu bunun sesi de bir tuhaflaşmıştı. Donuktu. O kadar soğukta ses de mi donuyordu? Sesi ondan çıkmakla titreşimsellikten de çıkıyor, ortamdaki biz ve herşey dışında bağımsız bir kaya kütlesine dönüyordu. Sert bir laf etse, sesi gelip dişimi kıracak gibi geliyordu. Anlamıştım ve çaremiz yoktu; beni istemeden kıracaktı.
"Bu nasıl iş anlamadım, koskoca Kuzey Kutbunda altyapı sıfır. Kanalizasyon sistemi denilen bir şey yok. Buzları delip delip içine işiyorsun. Sonra o deliklerden balık tutup pişirmeden yiyorsun. İki boruluk iş ama kimse elini taşın altına koymuyor" dedi.
Kızgın konuşunca sesi eridi.
"Geçecek" dedim sonra...
Sonra sakallarındaki sarkıtlardan iki dal kopartıp aklını buzla ovdum.

Hiç yorum yok: