Ocak 09, 2011

Hissidir._00

"
...

Bir şey vardı. O an anlamıştı bunu. Yarını olmayacaktı duruma bakılırsa; bunu biliyordu ama böyle hissetmiyordu. Olmamalıydı; çünkü bu öylesine bir eğlenme akşamıydı işte ve hayatının gerçeği bu değildi. Bu da belirleyemezdi hayatını elbette.

Ama bu adamın bakışları, gözlerini ondan hiç ayırmadan, bu bakışlarda bir şey vardı ve biradan daha fazlasıydı…

Göğsünde uyuyakalmıştı gece. Sabaha doğru uyanmış ve onu kanepede bırakarak başka bir yere kıvrılmıştı.

Sabah kalktığında başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Evden ayrılırken, bir ölü kadar sessizdi ya da öyle olduğunu sanıyordu, ona doğru baktı ve yine o bakışlarla karşılaştı. İçkinin etkisi geçmiş olmalıydı ama bakışlar… Bunlar aynıydı.
Konuştular. Beş ya da on dakika kadar kısa bir zamandı ama ne çok konuştular… Ne çok şey anlattı adam. Samimiyetle ve arada “bak bu aramızda kalsın” notu düştüğü şeylerden bile bahsetti. Kimdi kadın? Adam kimdi? Bir önemi var mıydı? Bu yakınlık nereden çıkmıştı? Zamanlar o kadar ayrıydı ki…

Sonra çıktı evden.
Bir yıl önceki gibi gülemedi, gülmek gelmedi içinden. Birkaç gün yok gibi davrandı içinde adamın düşüncesi. Sonunda görmezden gelemedi işte.

...

Sonra o adam…
O adamda bir şey vardı.
Gözü karalığına yanıt vermese de kızamayacağın bir taraf…
Bir beklentisizlik yaratıyordu duruşu, bakışları; o sabit bakışları… Ama belki de yarını düşünmeyecek kadar tatmin ediyordu bu haliyle ve yarın fikri tümüyle önemini yitiriyordu.

...

Kapısı çalınsa yeniden… Hiç beklemediği bir vakit… O sabit bakışlarla karşılaşsa bir kez daha… O serin limon kokusu girse burun deliklerine… Dokunmaya korkarak dokunsa o hünerli eller…
Bir vakit…
Bir gece…
“the sign of humanity’s burning tonight…”
Bütün bildikleri yansa hızla…
O kadar hızla yansa ki ağrı hissetmese…

... "

2 yorum:

Aylin Balboa dedi ki...

Laaagn?!

nande dedi ki...

gorundugu gibi degil, aciklayabilirim.