Mart 02, 2012

Deli sustu.


"Bu sığlık adamın boğazına yapışır" dedi.

Bir süpermarketin şarküteri reyonu için haylisinin haylinde bir cümleydi. Kim bu market dükü diye merakla dönüp çevreme baktım. Bebek arabasını ittiren hamile kadın eğer bu sıklıkta doğurmaktan delirmediyse, lafı edenin o olması olanaksıza yakındı. Yanisi, ittirdiği bebek arabası tıka basa bebek doluydu.

"Bu sığlık adamı solumaktan alır" dedi.

Taze annenin loğusalık sendromu onu değil beni etkilemişe benziyordu. Ses vardı, hatta konu da vardı ama konuya girenin kendisi noksandı. Eğer düşündüğüm kişiyse, bu noksanlıktan huylanırdı. Huylandı:

"Burdayım" dedi.

Sahiden ordaydı. Orası tam olarak bir süpermarketin şarküteri reyonuydu. Neyse, en azından bir hususun aydınlanması  içimi rahatlatmıştı. Absürd bir monologun aslında bir diyalog olduğu ve ne olduğunu anlamadan beni tarafı kıldığı gerçeğinin gerçek bir bahtsızlık oluşunu saymazsak... Sayılamayacak gibi olmadığının farkındaydım. Ama gene de saymadım. Bilirsiniz, şey gibi...

'"Talihsiz bir kazada beynim patladı ama plakayı aldım" hesabı... Hep böyledir. Plakayı almış olmanız kazayı talihli yapmaz. Talihsiz de yapmaz; o zaten öyledir. Kör bir Türk filmi karakteriyseniz durum farklı olabilir elbette, ama ekseriyetle olmaz. Ayrıca kör Türk filmi de olmaz. Kör talih, olur. Ve kazaya uğrayan kıçını da yırtsa  talihli sayılamaz. Beyin yahut kazanın neviine göre envai organınız patlar ve aldığınız plakayı sokacak o kıç bir türlü bulunmaz. Hepsi bu kadar... Bulduğunuzu varsayarsak, plakayı sahibinin kıçına sokmanız da bi naneye yaramaz; faydası ancak apandisit kadar- yani yeteri kadar faydasız. 
Bu yüzden trafik kazalarında adli yollara başvurmak en doğrusu diye düşünüyorum. Hala yaşıyorsanız üç beş kuruş alır beyninizi toplatırsınız. Ya da nereniz patladıysa... Hadi ama, adil olmadığının ben de farkındayım fakat daha iyi bir fikriniz olmadığına bahse girerim.
Gelgelelim kalbi toplatmak konusunda nereye başvurmak gerektiğini inanın bilmiyorum. Bilmiyor oluşumun branşımla ilgisi yok; cehaletim, bu şekil bi branşın bulunmayışıyla ilgili. Bu yüzden bir işe yaramayacağını biliyor olsak da kalbi dağıtanın kıçına plaka sokmaktan başka çaremiz yok. İnsani olmadığının farkındayım ama kederli bir çaresizlikte insaniyet aramaya yeltenmeyeceğinize bahse girerim.
Var mısınız bayım?'
dedim.

Deli bu defa sustu.