Nisan 06, 2013

Nasılsa hiç anlayamayacağız.

"Üzülecek birşey yok" diyorum, yalan olduğunu bilerek. Yalanlar o kadar gerekli ki gerçeği ciddiye alan insanlar varken. Yalanı icat edebilmiş insanoğlunun gerçek karşısında çuvallaması sizce de tuhaf değil mi?

İnsanoğlu onu tanıyorum ve üzüleceği çok şey var aslında, biliyorum. Düşünmemek yok etmiyor, bunu da biliyorum. Ama düşünmesin istiyorum, üzülmesin artık. Çünkü üzülmesi pahalıya patlıyor; kayboluyor onda kaybolmasını istemeyeceğiniz bir sürü şey. Duman oluyor, o bile kokusuz.

"Amma hislisin lan, az bi sakinleş" diye devam ediyorum. Bunu kaldıramaz. Hisli olduğunun söylenmesinden hoşlanmaz. Gülüyor. Ağlasa daha iyi; o şekil gülüyor.

"Sanki" diyor, "sanki kalbim bir tüp silikonla doldurulmuş gibi. Hissettiğim herşey saydam bir dolgu maddesi. Homojen, renksiz ve manasız. Isı alınca eriyip sıvılaşıyor ve sidikle birlikte vücudumu terkediyor. Yerine konmaz diye düşünüyorum her seferinde ama bu meret tüm nalburlarda satılıyor. Sonra işte, yine aynı döngü... Her keresinde aptal aptal bir sürpriz olursa diye umduğun ve fakat, hep sürprizsiz, hep o bildik son. Sürprizlerin gerçek olmadığını bilerek sürpriz beklemek... İnsanı bilmek, yine de insanlık dilemek... İşte deneyimli bir çocuk olmanın diyeti. Asla yetişkin olamayacağım. Yetişemeyeceğim. Erken mi ölürüm bilmiyorum ama en fazla ergenken öleceğim."

Ölmekten bahsettiğini hiç duymamıştım. Ya da herhangibir duygusunu ölümle tanımladığını. Kahretsin, çok üzülüyor. İçerdiği öfkeden daha fazla bir umudu kesiş içeriyor hüznü. Bir insanın ölene kadar herhangibir durumda bulunacağına ikna olmuş olması sizce de dikkate değer değil mi? Öfkelense keşke. Neden kızamıyor?

Abi, defolsun gitsin afedersin, ne hali varsa görsün diyecek oluyorum. Olmuyor. Olmaz ki. İnsan kaçırdığı belediye otobüsünün arkasından bile böyle konuşamıyor. Ondaki keder bende saçmalama yaratıyor. Genelde soğukkanlı biriyimdir fakat elim ayağıma dolaşıyor. Dilim konuşamıyor. Beynim de susuyor. Çünkü ben onun gibi biri değilim. O, hissederek yaşıyor; bense yaşadığımın çok azını hissediyorum. O en fazla hissederek yaşayan biri kadar güçlü, bense... Beni boşverelim, olur mu? Bu onun hüznü.

Onu da boşverelim:
Nasılsa hiç anlayamayacağız.

Hiç yorum yok: