Temmuz 13, 2010

Kaydırma Yaptım.

Cevap anahtarları konusunda çilingirden özel ders aldım. Anahtar sahibi olunca, cevapların nazlanmadan geleceğini varsaydım. Bütün mesele delik ile çubuk arasındaki tırtıkllı uyum sandım. Ya da öyle sandırıldım , o kısmı net değil... Net olan birşey var ki kandırıldım.

Yalan yok, Hacevap zamanında dediydi de ben hiç kulak asmadıydım. "Cevap diye bi olay yok; anahtar dediğinse sadece bazen, sadece bazı kapıyı açar, boşuna para akıtma çilingire, yoldurma kendini" demişti. Ya da benzer şeylerdi...
Tam kulak verememiştim, o esnada atölyede anahtarın çapaklarını temizliyordum. Torna tezgahı çok ses çıkarıyordu, ben çok terliyordum. Terlerken duyamıyordum; gürültülü ortamda çok sigara içiyordum. Sigara içmeyi seviyor, içtikçe ürüyen duman nedeniyle sinirleniyordum. Günümüzde insan türünün her uzvunu belleyen ve çeşit çeşit iç organını piç eden sinirsel sistem benim gözümü ellemiyordu ve  ne yazık ki hala görüyordum. Duyamasam da dudaklarının kımıl kımıl hareketinden konuşmaya devam ettiğini anlıyordum. Anlamakta oluşuma küfrederken bütün sigortalarım atıyordu. Ruhum cereyana kapılınca vicdanımı az daha tezgaha kaptırıyordum. Asabiyetim cinnete dönüyordu ve Hacevap'ın turuncu dişlerini kırmak arzusuyla doluyordum. Hayır ben de sigara içiyordum ama en az ayda bir öndişlerimi fırçalıyordum. Kimseye de bilmişlik taslamıyordum. Ağız sağlığı konusunda tuvalet kağıdı bile kullanmayan bir aklın, akıl sağlığım konusunda ahkam kesmesine katlanamıyordum.
Titremek esnasında konuşulanları anlamıyordum.
Konuşmakta olan hakkında, tüm kalbimle, ivedi bir zıbarma diliyordum.

Tezgah başında, çilingirin verdiği teksir kağıdında çizili modele baka baka herşeyi çözecek bir anahtar yontabilmeyi istiyordum. İsteyince yapacağımdan yapınca alemin sırrına vakıf olacağımdan zerre kuşku duymuyordum. Az gittim uz gittim, acıktım arpaları yedim, uyku bastırdı saati sabah 5'e kurup yattım, tan vakti kalkıp alarmı camdan attım, çilingirin telefonlarına bazen çıkmadım, ödevlerimin bazısını Beyazıt'taki fotokopiciye yaptırdım, ödevler bi boka benzemeyince fotokopiciye verdiğim kaporayı  helal etmedim, anahtar sitetaği ve ayrokinetiği konulu tam 1 sempozyumun afişinde sadece anahtarla poz verdim, teşhircilikten içeri atıldım, içerde boncuk ve kibrit çöplerinden çok sayıda çelişik anahtar yaptım...Hevesim, hırsım ve gayretimle bu günlere kadar geldim.
***
Teknik olarak süperim şimdi. Anahtar benim olayım.
Fakat bütüne ilişkin derinlikli bir hata yapmışım.
Anahtarın milyon katı kapı varmış. Anahtar yaptıkça kapılar artarmış. Artan kapı, yapı gereği, kapalıymış. Hacevap haklıymış.

Sözel varmış sayısal varmış...
Özel varmış umumi varmış...
Usul varmış esas varmış...

Ara karneler verilince bir baktım; kaydırma yapmışım.
Özeli sözele, esası kıçıma yazmışım.

Hiç yorum yok: