Mart 20, 2010

Şantaj-Montaj; İllet-Millet

"Uyaklı laf sokma" olayına değineceğim. Basit bir nedenim var: laf sokmak.

Fakat lütfen okumaya devam edin çünkü "laf sokma" eylemimi "uyak muyak ayağına etkiyi bedavaya getirmece" sığlığı ile yapmayacağım.

***

Bir vakit bi arkadaşım sıkça şuna benzer bir şey diyordu : "Cahillikle 'tartışmayın', kazanamazsınız. Çünkü o sizi önce kendi hizasına çeker, ardından sizi bu bilemediğiniz alanda alt eder".

Hiza miza kafa karıştırmasın, olay olabildiğince net, iki dakika kapayın gözlerinizi, illa ki bu anı yaşamışsınızdır.

Sevimli bir örnekle başlayalım:

3 yaşındaki bi velede, içinde "kırık beyaz"  geçen bir cümle kurduğunuzda "beyaz kime kırılmış? Beyazı kim, niye, nasıl kırmış? Beyaz cam mı?" yollu olası sorgulama sizi sizden alır, sizi sizden soğutur: lönk diye kalırsınız. Ya da aynı velet mandalinanın portakal rengi olması hususunda aklınızı alabilir "ama o bir mandalina, niye 'portakal' rengi olsun ki" diyerek... Tartışmaya girmenizi önermem, şapa oturursunuz kuvvetle muhtemel.

Ve bununla birlikte delice bir gerçek vardır ki, çocuk aklı muhteşemdir, sarih ve sarsıcıdır! Tabi "çocuk aklı"nın bütün bu özellikleri, o aklın sahibi gerçekten bir çocuksa geçerlidir.

Sözünü ettiğim bu akıl yürütme bir yetişkinde; özellikle yetkili, etkili, kudretli bir yetişkinde gerçekleştiğinde iki ihtimal vardır genelde:

1- Kendisi iyiniyetli bir morondur.
2- Kendisi kötüniyetli bir cahildir.
3- Kendisi bir söz yazarıdır (spesifik ihtimal+ her iki ihtimalin kesişimi)


***

Bir ara dilime pelesenk olmuş bir şarkı vardı, obsesyon halini aldı, hala bir kere aklıma gelince 2 gün kafamda dönüp duruyor: "Yaptığına şantaj denir böyle aşka montaj denir...Şantaj montaj şantaj montaj (koro)"... Hatta kendimden de bişiler ekledim, ilk iki tekrar orjinal "şantaj montaj şantaj montaj" sonraki iki tekrarı "şanti monti şanti monti" şeklinde söylüyordum.

Hadi ceylan küçük, bırak bin yerinden yamalı silikonunu yaptığı 27 evlilik ile bunların katlı ürünleri ve dahası şahsının akılalmaz trajedisi kendisinin çocuk ruhundan şuncacık götürmemiş. Anladık. Garibimin hoşuna gitmiş jelibonun j'si şekerin ş'si... Söylemiş kızcağız.... Ama be müslüman, söz yazarıyım diyorsun, bi kendine gel! Ne diyorsun?

"Türkçede 'j' harfi ile biten 14 kelimeden ikisini buldum, bulmakla kalmadım şarkı yazdım, yazmakla kalmadım nakarata koydum, daha iyisi varsa ağzıma .ıçsınlar" mesajıysa bu şarkın, çok çiğ, bilesin... Ama para sende, orası ayrı. Ama senle tartışamam, orası da ayrı... Neyini tartışacam allaşkına "ay yok, aşk da montaj olmaz azizim, bi kerede çekiliyi bunlar" mı dicem? Suyun derinsizliğini bilmeden bodoslama dalmak suretiyle burnumu kırarım, adam suyumu sıkar da gık diyemem valla. Çalıların arasında sahip olur aklıma...

Fakat sonuç ne: o uyak bi nane demese de , dilime de pelesenk olur böyle...

"Sevgiliye uyaklı laf sokma" trendini "in" eder ve dahası o trendin vazgeçilmez "şeysi" olur.
 

***

Bütün bunlar nerden mi aklıma geldi? Anlatayım:

Toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlara karşı çıkanlara "Bunlar milletten yana değil ha! Bunlar illetten yana." buyurmuş başbakan.

Fesfelaket alkışlanmış akabinde fakat konumuz şakşakçılar değil, kendilerine bir başka söylenmede değinmiştik, burda lütfen uyağa dikkat edelim! İllet-Millet...

İçerik bomboş(k)sa, uyak hayat kurtarır.

Yaptığına şantaj denir böyle aşka montaj denir.

Bunlar milletten yana değil, bunlar illetten yana.

Uyak edebi yetkinlik ve yeteneğin göstergesi olabildiği kadar, içerik saçmalaştıkça bir can simidi halini alıyor.

O can simidine bir söz yazarı yapıştığında hepi topu gülmece oluyor.

O can simidine bir başbakan yapıştığında, hiç inandırıcı olmuyor.

***

Çocuk aklının çocuktaki muhteşemliğini farkedenler banka reklamlarında bir çocuğu konuşturuyor. "Herkes parasını bankaya yatırsın, banka yatırım yapsın, abim iş bulsun, topumuz mutlu olalım" diyince bi çocuk vik vik, bu akıl yürütmedeki naiflik kitleleri saracak, kitleler akın akın bankaya koşacak ki çocuk mutlu olsun! Reklam sesi çok çok 2005'li, amaç ulvi, toplum hisli, gelsin paralar hikayesi...

Neyse... Başbakan da bu yüzden reklam seslendirmiyor zaten. Yoksa parasını beğenmediğinden, ne bilim rütbesine yaraşmayacağından filan değil. O naif akıl yürütme, bir yetişkinin sesinden dinlendiğinde pek riyakar duracağından... (İşe yarasa reklamda da oynayabilir zannımca; kavgacı ve inanmış görüyorum kendisini zira...)

Başbakan tam da bu yüzden, 2005'li bi velet ayarındaki akıl yürütmelerini "uyakla laf sokarak" etkili kılmak zorunda hissediyor; "illet-millet; ha ha çaktın mı leng, benzetmeye kafiyeye bak, zehir gibiyim alimallah, bu pratik zekayla abye girerken sakız çiğner, o esnada abdyle asker pazarlığına oturur, lavaboya gidecem numarasıyla bi telefon eder fetoya günlük raporumu da veririm" alt yazısı ekranlarda akıyor...

***

A) Herkes parasını bankaya yatırsın, banka yatırım yapsın, abim iş bulsun, mutluluktan ölelim.
---(Çocuk, vik vik ötüyorsun, benim de iki tane dünya süperi yeğenim var, içim gidiyor... Abini düşünmen ciğerimi pare pare ediyor ama yanlış yoldasın diyim; abinin o bankaya 5 milyar kredi borcu var, donunuzu alacaklar! Su mu bişi sat da bi faydan dokunsun, madem hislisin...)

B) Ulan toplu taşımaya zam yapmazsak belediye zarar eder, zarar ederse belediye işçi çıkarır, işçi işsiz kalınca aç da kalır, millet değil illet senin olayın! 
---(Hısma akrabaya, eşe dosta, toruna torbaya üç kuruşa otu boku ihale etmelerin, belediyelerin kasasına ne hacimde adılazımgelmezler geçirdiği konusuna hiç girmeyeceğim çünkü biliyorum ki mandalina niye portakal rengi olsun ki den başlayacak illete-millete bağlayacaksın. Mal gibi kalacam. Tartışamam ben senle, ucuz numaralar ama kendi çapında zehir zembereksin maşallah. Bence reklam piyasasına dal, bol ekmek var, diyim.)


C) Yaptığına şantaj denir böyle aşka montaj denir.
--- (evet, valla öyle, hayat işte, şudur budur, haklısın valla.)

***
Tartışmıyorum, Sonuçları açıklıyorum:

Bence (A) çocuk.
(C) sözyazarı.
(B) de iyiniyetli değil...


***
Uydu mu?

Hiç yorum yok: