Mayıs 22, 2010

Hunhar Hitabet

İnsan kendini bu maksada adasa, işi gücü bırakıp eve kapansa, 8 tane 70'lik devirip üstüne envai çeşit tabletler yuvarlasa da hunharca gerçekleştirebileceği eylem bir, taş çatlasın ikidir sanıyordum. Beher insan, bünyesinde türlü ayrı denklem içerirdi, az sıkınca çok yaratıcı olabilirdi de bu "hunharca" zarfı kıldı, her duruma eşlik etmezdi. Kıçını kaldırıp vardığı eylem birdi, ikiydi.

Hunharca cinayet işleniyordu; bildirirken içlendiren gazete haberlerinde çokça bu nadide zarfa başvuruluyordu.

Cinayet "hunharca" işlenince, TCK eyleme daha çok ceza veriyordu ama mesela başka hadisede 10 lira ile milyon arasında fark gözetmiyordu; Sekizyüz trilyonluk da karşılıksız çek keşide etsen hunharca ticaret eylemiş sayılmıyordun. Yani kıçını da yırtsan, adam madam doğramadıkça hunhar olamıyordun. Bir haddi bir hududu vardı, kişilikli ve seçiçi bir zarftı.
Tahsilim vardı, müfredattan biliyordum.

Bir de hunharca sevişiliyordu. Böyle sevişenler, hunharca yapılabilecek tek şeyin bu olduğunu sanıyor "hunharca"nın kelime anlamını da bu cümlenin gelişinden çıkarıyorlardı.
Okumuşluğum vardı, roman moman, ordan biliyordum.

Fakat buraya kadarmış.
Zavallı aklımın miadı 2010 Mayısıymış.
Olan biteni kavramak için vücudun omuz üstü bölgesindeki bi iki civatayı gevşetmek farzmış.

Şimdi hazırım ve sormak istiyorum:
Ne içtiniz siz?
Ne kullanıyorsunuz, samimiyetle merak ediyorum.
Yahu öldü insanlar be, var mı ötesi berisi, neyin polemiğini yapıyorsunuz?
"Kader de kader, kader de kader"
Tamam orasını anladık, medyada size düşman bi iki köşe yazarı var,  böylesi dramatik bir olaydan nemalanmak gibi aşağılık bir yola girmişler, bi naneneden anlamazlar, oturdukları yerden çay kahve içip konuşurlar; demokrasiye karşıtlık, maksatlı yayıncılık, darbe planlamacılık, yardım yataklık... Tamam ulan tamam!

Eee? Sonra?

Sonuç ne sonuç, sonra ne olmuş?
Ölenler diyorum, cennete mi gittiler, huriler nuriler, self servis açık büfe mi, ne?

Kıvrım kıvrım kıvranıyor insanlar, yalan da olsa "Yedik bi bok, bi dahakine önlem alırız" diyeceğinize "Kader bu kader. Dedim zaten dün ben, o kanaatimi aynen muhafaza ediyorum, ben herşeyi biliyorum, zıt düşünceyi sevmiyorum, tarzımı korumaya gayret ediyorum" ayakları yapıyorsunuz.

Ne yalan söyleyeyim, derin izler bırakıyorsunuz.
"Hunhar"ın kendisine " yok lan abartmayın, o kadar gözü dönmüşlük içermiyorum" dedirtiyorsunuz. 
Şimdiye kadar hunharca yapılmış ne varsa, hepsini tahtından indiriyorsunuz.
"Hunharca" zarfını, olduğuna olacağına pişman ediyorsunuz.

Hiç yorum yok: